Güllaç yapımı, Ramazan ayının en merak edilen konularının başında gelmektedir. Çünkü on bir ayın sultanı Ramazan geldiğinde akıllara en çok düşen lezzetlerden birisi de şüphesiz ki saray mutfağının da vazgeçilmezi olan güllaçtır.
Sahneye çıkmak için on bir ay bekleyen ve Ramazan ile birlikte her sofrada kendisine yer bulmayı başaran; az malzemeli, bol lezzetli ve oldukça hafif bir tatlı olan güllaç, sofralarınızda yer vermekten keyif aldığınız tatlıların başında geliyor.
Peki, güllaç en güzel nasıl yapılır? Saray mutfağının vazgeçilmezi olan bu lezzetin sırrı nedir? Pakmaya Mutfağın Yıldızı ailesi olarak bu konuda size birkaç tavsiyemiz var.
Siz de hem lezzeti hem de görünüşü ile saraylara layık bir güllaç tatlısı yapmak için ipuçlarını değerlendirebilir, varsa kendi püf noktalarınızı da bizlerle paylaşabilirsiniz.
Güllaç yaprakları, nişastanın daha uzun süre taze kalması için hamurlaştırılması ve kurutulması sonucunda ortaya çıkmıştır. Doğru saklama koşullarında tazeliğini uzun bir müddet koru-yan güllaç yapraklarının tatlı yaparken mutlaka taze olması gerektiğini unutmayın. Kırılmış ya da kolay ufalanan güllaç yaprakları yeterince taze olmadığı için tariflerde kullanılmamalıdır.
Güllaç yapımında dikkat edilmesi gereken üç temel nokta vardır: Güllaç yaprakları, süt ve şeker. Yiyenlerin beğenisini kazanacak güllaç yapımı için güllaç yaprakları kadar önemli bir diğer unsur süt kullanımıdır. Bu doğrultuda güllaç tarifinde kullanılan sütün tam yağlı olması gerekmektedir. Tam yağlı süt, tatlının çok daha lezzetli olmasını sağlayacaktır.
Daha yoğun ve ilk lokmada cezbedecek bir güllaç lezzeti elde etmek istiyorsanız yapım aşamasında tatlınıza, kullandığınız süt miktarının %10’u kadar Pakmaya Bitkisel Sıvı Krem Şanti ilave edebilirsiniz. Yiyenlerden alacağınız geri bildirimle bunun lezzeti ne kadar arttırdığına çok şaşıracaksınız.
Güllaç tarifinde belirli bir süt miktarına sadık kalmak, her zaman mümkün olmayacaktır. Çünkü kullanılan güllaç yaprağının markasına ve miktarına göre süt ihtiyacı farklılık gösterebilir. Ayrıca tatlının ne kadar sütlü olmasını istediğiniz de süt miktarını belirlemede önemli bir rol oynayacaktır.
Geleneksel güllaç tarifinin ortaya çıkması, aslında adım adım süregelen bir süreçten ibarettir. Bu anlamda ilk önce nişastanın un ve su ile karıştırılması ile güllaç yaprakları elde edildi. Bu yapraklara süt dökülmesi ile en basit güllaç tarifi ortaya çıktı. Sonrasında ise tarife eklenen gül suyu, tatlıya bugünkü adını verdi.
Ancak günümüzde şeflerin, ustaların pastanelerde güllaç tarifi uygularken genellikle gül suyu kullanmadıklarını söyleyebiliriz. Çünkü gül suyu kullanmak bir tercih meselesidir ve buna damak zevkine göre karar verilmelidir.
Güllaç yapımı için kullanacağınız sütün kaynar halde olmaması gerekir. Kaynar haldeki süt, güllaç yapraklarının hamurlaşmasına yol açacaktır. Bu nedenle ılık ile sıcak aralığında bir süt sıcaklığı, tarifi başarılı bir şekilde yapmak için yeterli olacaktır.
Güllaç, aynı gün içerisinde tüketilmesi tavsiye edilen bir tatlıdır. Çünkü bekleyen güllacın içerisindeki kuruyemişler ya da meyveler zamanla kararıp tatlının görüntüsünün de bozulmasına neden olacaktır. Ancak güllacı buzdolabında 4 °C’de birkaç gün muhafaza etmek de mümkündür.
Güllaç, tamamen damak zevkine göre çeşitlendirilebilen bir tatlıdır. Buna göre güllaca ister kuruyemiş isterseniz de taze meyveler ekleyebilirsiniz. Güllaç tarifi için genellikle fındık, fıstık, ceviz ve badem tercih edilir. Ancak son yıllarda çikolata gibi farklı içeriklerle yapılan güllaçlar da ilgi çekmektedir.
Lezzetiyle olduğu kadar görüntüsüyle de iştahları kabartacak güllaç tarifi için mutlaka süsleme yapmanızı tavsiye ederiz. Buna göre güllaç dekorasyonu için en çok kullanılan meyvenin nar olduğu söylenebilir. Ayrıca kiraz ve çilek de güllaç tarifine çok yakışan lezzetlerdendir.
Türk mutfağının en güzel örneklerinden Geleneksel Güllaç Tarifi detayları için buraya tıklayın.
Hayırlı ramazanlar!